2 Eylül 2016 Cuma

Yoksa Siz Hala Ne Kadar Mükemmel Olduğumu Bilmiyor Musunuz?



Herkese merhaba. 
Uzun zamandır rahatsız olduğum bir konuyu dün çoğumuzun yakından tanıdığı düşünce tarzımın çok yakın olduğu ‘gömlekterujizi' isimli Youtuber Snapchat’ten sesli söyleyince bana bu yazıma ilham olmuş oldu.

Bir bakıma çağımızın mutsuzluklarının sebebini dile getirdi dün Gizem. Şöyle anlatayım son zamanlarda neredeyse 7. duyu organımız haline gelen cep telefonlarımız ve onlar sayesinde ulaştığımız sosyal medya, insanların hayatına sınırsız erişim ve kendi hayatımıza verdiğimiz sınırsız erişilme izni. Instagram, Facebook, Twitter, Snapchat ve diğerleri… 
Farkında olmadan kendimizi o kadar kaptırmışız ki hayatımızı pazarlamaya, mutlu olduğumuzu herkese ilan etmeye, bir aşamadan sonra hayatımızın amacı haline gelmiş. 
Yani bazen sadece ama sadece onu insanlara gösterebilmek için dışarı çıkıyoruz. Çünkü neden? 
Çünkü mesela falanca senden önce daha güzel yerlere gitti ve daha güzel yerlerde yedi. Eh bu da onun hayatını daha mükemmel, bizimkini de daha az mükemmel yapıyor değil mi? 
Çünkü tahammül edebileceğimiz tek şey de mükemmellik değil mi?
Pardon, kendimi yanlış anlatmayayım bizim asıl istediğimiz mükemmel olmak da değil öyle olsaydı eğer -kimine göre doğru kimine göre yanlış- onun için çabalardık. En azından fotoğraf paylaşmaktan bir tık öteye gidebilirdik. Ama hayır, biz sadece mükemmel olduğumuzu ne kadar çok insana ulaştırıp gösterebilirsek o kadar iyi.
Demek istiyorum ki, bir gün boyunca telefonunu evde bırakıp dışarı çıkabilecek birini bile tanımıyorum. Çünkü sosyal medyada erkek arkadaşımızı, gittiğimiz tatili, yediğimiz yemeği herkese gösterirken tatmin olabiliyoruz ancak. Mutluluğumuzdan, bunu diğer insanlara da onaylatmadan emin olamıyoruz. 
Öte yandan elbetteki herkes gibi bizim de ‘duyarlı’ bir yönümüz var. Ve bu ‘duyarlı’ yönümüzü insanlara en kolay tabii ki yine sosyal medya hesaplarımızdan lanse ediyoruz. Sabah Twitter’da eleştirdiğimiz -mesela- israfı akşam Snapchat’te paylaştığımız lüks restoranda yarısı çöpe gidecek yemek fotoğraflarıyla taçlandırıyoruz. Ya da savaştan örselenmiş Suriyeli bir çocuğun fotoğrafı Facebook duvarlarımızı onurlandırırken sokakta gördüğümüz bir Suriyeli vatandaşa insan muamelesi bile yapmıyoruz.
Farkında bile değiliz ama hem iki yüzlülük yapıyoruz, hem de kendimizi ve takipçilerimizi kandırıyoruz.

Hiç sordunuz mu kendinize, biz napıyoruz? 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder