5 Eylül 2016 Pazartesi

Kırmızı Saçlı Kadın- Orhan Pamuk



Hepimizin adına yakından aşina olduğumuz Nobel Barış Ödülü’nü ilk alan Türk olarak tarihimize geçen Orhan Pamuk’un yeni romanı Kırmızı Saçlı Kadın yazarın en çok okunan ve tartışılan kitaplarından biriymiş.
Hatta Ingiltere’de yayımlanan Independent gazetesi yüreklilikle, yazarın en iyi kitaplarını Nobel’den sonra yazmaya başlayan eşsiz bir yazar olduğunu söylemiş. Eh, bence bu kadar koltuklarımızı kabarttığımız yeter biraz da hikayeden bahsedeyim.

Kırmızı Saçlı Kadın tamamen sürprizlerle dolu bir roman. Her şey yolunda giderken bir sonraki sayfada sarsıcı ve romanın akışını tamamen değiştiren olaylar meydana gelebiliyor. Bundan sebeple olsa gerek bana okurken biraz dizi izliyormuşum havası verdi. Ancak kurgu efsanelerle harmanlanarak ele alındığından, kitap bittiğinde aslında başından beri önünüzde duran gerçekleri ancak fark edebiliyorsunuz ki bu da yazarın konuyu ustaca ve size farkettirmeden ilmek ilmek işlediğini gösteriyor. 


Cem, geçim sıkıntılarıyla boğuşan bir ailenin tek oğlu. Hem akıllı hem çalışkan bu yüzden okuyabilmesi icin bazı sorumlulukları oldugunu ve bunu da ancak kendi parasını biriktirerek yapabileceğini biliyor.

Yazın çalışmaya gittiği küçük kasabada onu bekleyense bütün bir hayatının çizgisini değiştirecek ilk aşkı, büyük pişmanlıkları ve yıllar sonra ortaya çıkan büyük sırlar..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder