28 Eylül 2016 Çarşamba

Çalıkuşu- Reşat Nuri Güntekin

Çalıkuşu’nu elime aldığım ilk günü hatırlıyorum. Daha kapağını çevirdiğim ilk andan itibaren beni kendine hapseden bu büyülü kitabı yıllar önce, ortaokuldayken okumuştum ilk kez.
Yeniden elime aldığımda ilk günki heyecanımla yeniden çevirdim sayfalarını. 
Feride çılgınlıklarıyla, inatçılıklarıyla ve gururuyla kendini yeniden sevdirdi bana. Öte yandan Kamran’ın efendiliği, Feride’nin aksine kız gibi uslu ve sakin tavırları…
Artık klişeleşmiş aşk romanlarının aksine o kadar sade bir aşk hikayesi ki, yeniden okumaktan hiç sıkılmadım.
Okurken sırıttığım hatta epey güldüğüm olayların yanında, öfkeden saçlarımı yolduğum ve üzüntüden ne yapacağımı şaştığım zamanlar da oldu. Çoğu zaman keşke başka bir Çalıkuşu olsaydı da yeniden okuyabilseydim diyorum.
Çalıkuşu ile aranıza girmek istemediğimden romanın konusuna da değinmek istemiyorum açıkçası. :)
Bana göre en iyisi sizi hikayeyle baş başa bırakmak.


Çok ufak bir kesit kitabin en sevdiğim yerlerinden:

-Sevdin mi, beğendin mi gülbeşekeri Kamuran?
-Sevdim.
-Bir daha söyle, ben gülbeşekeri sevdim de.
-Ben gülbeşekeri sevdim. ben gülbeşekeri çok ama çok sevdim.



Bonus: Her ramazan erken saatlerde Trt’de Çalıkuşu’nun dizisi yayınlanırdı. Her ne kadar kitabın yerini tutmasa da onu izlemekten de çok keyif alırdım. Yalnız benim bahsettiğim dizi senaryoya tamamen bağlı kalınan ve yıllar yıllar önce çekilen Feride’yi Aydan Şener’in canlandırdığı Çalıkuşu, bilginiz olsun. :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder